13 Temmuz 2016 Çarşamba

                        İĞNE
Bu bir arı hikayesidir.Dinleyicilerin dikkatine! Kendisini bir arı olarak görmeyen dinleyici hikayeyi dinlemeye hiç başlamamalıdır.İki bal arısının aşk hikayeside diyebiliriz..

   İnsan ayı bahar ayıdır.Çiçeklerin en güzel olduğu dönemlerdir.Arıların en çok çalışmaya başladığı aydır.Baharın kokusu insan dünyasını olduğu gibi arı dünyasını da mest eder.Ağaçlar kuşlar insanlar herkes mutludur.Herşey İnsan ayının 4. Günü başlamıştır.
  Erkek arı Orlando ve dişi arı Sesilya İnsan ayının 4.günü birbirlerine kavuşmuşlar.Kavuşmak yani vuslat her zaman farklı anlamlar ifade eder.Arılar arasında kavuşmak İnsan dünyasındaki gibi bir araya gelmeyi değil,sevgiyle oluşmuş polenlerin bir araya gelmesidir.Orlando ve Sesilya insan ayının 4. Günü sevgi  polenlerini kavuşturmuşlardır.
   Orlando Adananın sıcağında bal üretimi üzerine eğitim görmekte,Sesilya ise Kütahyanın ilçesi olan Tavşanlıda süt üzerine eğitim görmektedir.Orlandonun ailesi Adanada ormanlık alanda çalışmakta,Sesilyanın ailesi ise Bursanın küçük bir ilçesinde ormanlık alan gezintisinde araştırma yapmaktadır.Orlando ve Sesilyanın aralarındaki mesafe 100 arı saatidir.Çift arı sevgi polenlerini birleştirmiştir birleştirmesine ama akli melekeleri hep birbirleri üzerindedir.
     Orlando ve familyasından Ozburn süt içtikleri bir günde Orlando Sesilyaya sevdiğini söylediğinde Sesilyada aynı cevabı vererek ilk kez bu cümleyi kurmuştu.Orlando bulutların üzerinde uçuyordu.Yüzüne bin mumluk lamba tutulmuş gibi kalakalmıştı.
   İlk büyük kavgaları Sesilyanın kıskançlık kriziyle başlamıştı.Sesilya kendini başkası göstererek Orlandonun nasıl olduğunu anlamaya çalışmış,bu ters tepince Orlandoya sinirlenmiş hem kendini kıskanmış hem de Orlandoya yalan söylemişti.
     Orlando Adana şehrinde İnsan ayı boyunca eğitimine devam etmiş  ancak eğitimini bitirmesine daha 8 arı yılı kalmıştı.Orlando sevgi pıtırcığı Sesilyaya tarifi imkansız bir özlem duymaya başlamıştı.Ancak kendisine olan sevgisine tam anlamıyla inanamamıştı.Orlando Sesilya ile küçük arı larvaları yapmanın hayalini en başından beri kurmakta,Sesilyanın da böyle hayaller kurup kurmadığını bilmek istemekteydi.Bu sebeplerden ötürü Böcek ayının 8.günü Adanadan yola çıkap ve 100 saatlik uçuş mesafesini daha hızlı gitmek için hızlı arı otobüsüne atladı.Yanına ise yoldaki olumsuzlukları önlemek için Sergeyi alıp Böcek ayının 9. Günü Kütahya şehrine varmıştı.
   Orlando Kraliçe ayında gördüğü Sesilyayı o zamandan beri görmemişti.O zamanlar Sesilya Orlandoya hiç yüz vermemiş hep terslemiş,sırasıyla iğnesini bile batırmıştır.Ancak bu durumlarda Orlando umudunu kaybetmemiş hep daha fazla çaba sarfetmişti.
   Tavşanlıya uçarak giden Orlando yol boyunca Sesilyayı düşünmüş,sarı tüylerini,bembeyaz iğnesini ve gün ışığı gözlerini hep hayalleyerek yolu sürdürmüştü.Arı oteline yerleşen Orlando o kadar heycanlı bir bekleyiş gerçekleştirmiştir ki heyacandan iğnesi düşmesin diye arkadaşı Sergey büyük çaba sarfetmişti.
   Güneş daha bi kızgınlaştı.Hava ısındı.Arı gözleri parıltıdan göremez oldu.Yalnızca tek bir  yeri görebiliyordu.Kaynagı.Sesilya Yanında üç arı arkadaşı ile süzülüyordu.Bir an tek bir an Orlando kalbi duracak sandı.Sesilya geri dönmüş,Orlandoya doğru uçmuyordu artık.Orlando bir yandan gülüyor ama bir yandan Kraliçe arıya dualar ediyordu.Arkadaşları Sesilyayı geri çevirdi.Orlando bal dolu ağaca girmiş gibi sevindi. Sesilya gelirken önündeki ağaça çarptı az kalsın ağaçta eziliyordu.Sesilya ve Orlando artık yüzyüzeydi.Bir an sessizlik.Çıt yok.Arı iğnesi düşse sesi duyulurdu.Orlando dayanamadı ve Sesilyayı kollarına aldı.
   Orlando ve Sesilya iki gün boyunca gezdiler.Çiçeklere uçup dans edip eğlendiler.Bir manolya üzerinde otururken şakayla başlayan öpücük Orlando tarafından Sesilyaya verildi.Orlando sonraları düşündüğünde bir an gözlerinin karardığını,avuçlarının terlediğini,kalbinin petekten bal akar gibi eriyip aktığını,trake borularının kuruduğunu düşündü.2 güzel gün sonunda ayrılık vakti gelmişti.Sesilya ve Orlando birbirlerine o kadar alıştılar ki kısacık zamanda değil ayrılmak uyumak dahi istemiyorlardı.Ama kader ikisini ayırdı.Sesilya ve Orlando eğitimlerine devam etmek zorundaydılar.Aynı zamanda aileleride ikisindende habersizdi.Orlando Kütahyaya kadar uçtu.Oradan arı otobüsüne bindi ve Adananın yolunu tuttu.
  Adanada günleri birbirinin aynı geçen Orlando hep Sesilyayı düşündü.Kanat ayının ortasından itibaren ailelerine katılan Sesilya ve Orlando orman araştırmalarına katıldı.Günleri birbirlerine hızlı sineklerle haber yollamaktan başka çalışmak ve birbirlerini düşünmekle geçti.
   Sesilya tam ailesine katılacağı gün Orlandoyu terketti.Sebebini şuanda hatırlayamadıkları bir şey yüzünden Orlandonun ilk terkedilişi ve Sesilyayı kaybetme korkusu ona şu sözleri söyletmişti.Ben hamileyim. Sesilyanın kahkahalarıyla beraber küçücük bir an ayrı kalarak barıştılar.
   Yaz ayları boyunca Sesilya ve Orlando hep birbirlerini düşünüyor,sürekli sineklerle mesajlaşıyorlardı.Mum ayının 19unda Sesilya ve Orlando 2. Kez ayrıldılar.Sebep Orlandonun kıskançlığıydı.Sesilyanın familyasından Turbisi kıskanmış ve salaklık etmişti.Sesilya tarafından terk edilen Orlando 3 gün boyunca bal bile yiyemedi.Çalışmak,uçmak,gülmek,ağlamak,yaşamak gelmiyordu içinden.Binbir özür ve aflar eşliğinde Sesilya tarafından affedildiğinde yerler gökler onun olmuştu.
   Orlando çok kıskanç bir arıydı.Sesilyanın familyasındaki Turgenyev,Turbis ve Taserosu kıskanmakta çok haklı sebepleri vardı ancak ne zaman bir şey olsa Sesilya ile aralarında sorun oluyor ayrılıyorlardı.Sonra birbirlerine dayanamayıp barışıyorlardı.Orlando Sesilyadan bu konuda anlayış bekliyor ama bazen Sesilyanın üzerine fazla gidip onu boğuyordu.Sesilya  ne söylerse söylesin Orlando onu çılgınlar gibi seviyordu.Yaz ayı boyunca irili ufaklı çatışmaları olsa da genel olarak beraber olmaktan olduka mutluydular.Çatışma sebepleri ise Orlando kıskançtı.Buna anlayış bekliyordu.Sesilya ise biraz özgürce uçmak istiyordu.İkiside haklıydılar.İki ucu boklu değnek gibiydiler.Zıt kişiliklerdi.Ama aşk laftan anlamıyordu elbetteki.
   Bal ayında ikisinede yakın bir mevkide bir arı düğünü vardı.Sesilya düğüne gidecek Orlando ise içi içini yiyecekti.Orlando Sesilyaya gelemeyeceğini söyledikten sonra ailesiyle verdiği çetin savaştan sonra zafere ulaştı ve gitme kararı alındı.Ancak bu durumdan Sesilyaya bahsetmedi ki sürpriz olsun güzeller güzeli Sesilyası ay gibi gülsün.
  Düğün yerine önce Sesilya ve ailesi geldi.Orlando ise tam gelirken yolda Sesilya ile karşılaştı.Sesilya beyninden vurulmuş gibi oldu kendi etrafnda bi döndü ama ikiside salak insanlar gibi gülüyorlardı.Sesilya tüylerini taratırken,yemek yerken,su içerken,yürürken,gülerken,sinirliyken Orlando hep onu izledi.Düğün boyunca bakıştılar.Bu daha önce yaşamadıkları bir duyguydu ve bundan sonrada o duygu gibisini yaşamadılar.Ne adını koyabildiler ne tarif edebildiler.Sesilya ve Orlando sadece birbirlerini gördü ve birbirlerine bakmanın keyfini çıkarttılar.
   Yeni eğitim döneminin başlamasıyla beraber Sesilya ve Orlando tekrar ailelerinden ayrılarak eğitim gördükleri şehirlere uçtular.Son bakışmalarından 20 gün dahi geçmemişti.Ama Orlando duramıyordu.Yüregi bir yangın yeri,yanardağ ağzı gibi kıpkızıl ateş,kor,özlem,aşk kaynıyordu.Bal ayının ortaları bitmişti.Eğitim dönemi başlamıştı.Orlando dayanamadı Sesilyanın hasretine.Arkadaşı Sergeyi de yanına alarak tuttu Kütahya yolunu.
    Sabah Kütahyaya geldiklerinde Sesilya ve arkadaşı Semmayı beklediler.Orlando Sesilyayı her gördüğünde bir öncekinden daha heycanlı daha yakın hissediyor,adeta yüreği ağzında atıyordu.Hep beraber Kütahyanın Sera Parkına gittiler.Gün boyunca Sesilya ve Orlando arı sinemasında film izledi,Arı şişelerini devirdi,arı pastası yedi,en güzel muz aromasından hemde.Bu arada Sergey  ve Semma da gayet iyi anlaşıyor,eğleniyorlardı.Hep beraber  Tavşanlıya uçtular.
    İkinci gün Sergey yalnız kaldı.Sesilya ve Orlando etraflarında akan hayattan habersiz sadece birbirlerini gördüler.Sevgi tepesinde oturup bütün saniyelerini birbirleriyle konuşmaya,bakışmaya,gülüşmeye ayırdılar.Zamanın akışına engel olunamıyordu.Akşam oldu ve ayrılık vakti gelmişti.
  Bu dönemlerde Orlando iyice azıtmış,Sesilyanın üzerine çok gitmeye başlamıştı.Sık sık ayrılıklar yaşamaya başladılar.Orlando Sesilyanın erkek arılarla konuşmasını istemiyor,onu çok kıskanıyordu.Sesilya ise sevgisi hoşuna gitsede Orlandonun baskıcı tavrı Sesilyayı oldukça rahatsız ediyor,Orlandoya çok kötü hakaretler ediyordu.İkilir bu sebeplerden çetin tartışmalara girselerde sevgi her zaman üstün geliyordu.Orlando Sesilya ile bir saniye konuşmasa sinek mesajı 2 dakika gecikse kalbi duracak gibi oluyor bu sebeplede Sesilya ile tartışıyordu.Aslında konu çok basitti.Ancak kavgalar sıklaşmaya başlamıştı.
   Orlando Adanaya geri dönüş yaptıktan sonra arı eğitimine devam etti.Sesilyada eğitimini sürdürüyordu.Polen ayı başında Orlando ilk arı sınavlarını verdikten sonra Sesilyanın hasretine dayanamayıp görmek için yola koyulacaktı ki arkadaşı Sergeyin 1 yıllık balları koruma görevine gideceğini öğrendi.Orlando Sergeyi yolcu ettikten sonra Sesilyayı görmek üzere soluğu Kütahyada aldı.Orlando Adanada iken sanki trake boruları kupkuru kesilmiş,nefes almakta zorluk çekiyor,yemekten ,içmekten hatta en sevdiği arı yetiştirme oyunundan bile zevk alamaz hale gelmişti.Ancak Sesilyayı gördüğü anda hayattaki amacı aklına geliyor.İçini büsbütün heyecan kaplıyor,trake borularından geçen havanın moleküllerine kadar hissini yaşıyordu.
   Orlando ve Sesilya buluştukları andan itibaren ne zaman ne mekan ne de çevrelerindeki hayat onlar için bir anlam ifade etmez hale geliyordu.Polen ayında buluştuklarında da farklı bir durum gerçekleşmedi.Buluştukları iki gün hep gözleri birbirlerinde,hep gülüşleri ardı ardına,her nefesleri ritmik top sekişleri gibi sırasıyla birbirlerine düşkün,her kanat çırpışları bir Pina Bausch kareografisi misali geçti.
   Ayrılık vakti geldiğinde bir hüzün kaplardı Orlandonun içini.Yüreği sıkışır,sanki organları birbirine dolaşırdı.Mecburiyetlerin birbirini kovaladığı hayatta,Orlando ve Sesilyanın şuan için süren ayrılıkları da hayatın mecburiyetleri sırasında ilkti.   Orlando ve Sesilya birbirlerine özlem dolu günler geçiriyor,aradaki 100 arı saati mesafeye göz önüne hiç almıyor,aynı mehtaba bakmanın sevinciyle,birbirleriyle aynı güne uyanmanın buruk heyecanıyla yaşıyorlardı.Aynı zamanda küçük kavgalarla kıskançlık krizleriyle Sesilya bunalsada Orlandoyu çok seviyor ve onu değiştirmek için çabalıyordu.Belli başlı şekillerde başarılıda olsa Orlandonun sevgisi ve kıskançlığı değişmiyordu.
   Eğitimlere ara verildiği sırada Sesilya ve ailesi Adanaya gelecekti.Orlandonun kalbi ağzında atıyordu.Sesilyanın ailesi önden gelmiş,Sesilya eğitimin bitirdikten sonra tatil vaktinde gelecekti Adanaya.
   Sesilya geleceği günü bir  gün geç söylemiş ve Adanada Orlando ile vakit geçirmek için bir gün erken gelmişti.Orlando ve Sesilya o Çarşamba günü tam 24 saat beraber geçirdiler.İkiside dünyadaki en mutlu arılardı.Sanki bir kovan balı beraber yapmışlardı.
   Sabahın 5 inden diğer sabahın 5ine kadar beraber arkadaşları Orposun Karasinegiyle gezdiler.Yediler,içtiler,gezdiler,sinege bindiler ve bütün vakitlerini birbirleriyle hasret gidermekle geçirdiler.
   Akşam saatlerinde yaşadıkları talihsiz ama şuan gülerek hatırladıkları bir hadise sonucunda geri kalan vakitlerini Karasinekle Hastane önünde Sesilyanın uyuması Orlandonun ise onu beklemesiyle geçirdiler.
  Sesilya evine gittikten sonra Orlandoda ailesinin yanına geldi.Kış ayları geldiği için arı dünyasında birbirini seven arıların kovanlarına transfer oldukları dönemdeydiler.Düğün döneminde Orlando ve Sesilya her düğünde sadece birbirlerini gördüler.Birbirlerinin kovanlarına transfer olan arılar gibi kendilerinin de birgün bu duyguyu tadacakları hayaliyle gözlerinin içlerine baktılar.
   Birbirlerine 5 kanat mesafesinde olmalarına rağmen,birbirlerine sarılamamak ,koklayamamak,birbirlerini öpememenin verdiği acı ve birbirlerini görmenin verdiği sevinçle karışık duygular içerisinde eğitim dönemi gelip çatmıştı.Orlando Sesilyayı göremeden Sesilya Kütahyaya uçtu.
   Düğünlerden birinde Orlando Sesilyanın hiç suçu yokken kalbini kırmıştı.Başka bir erkek arıyı kıskanarak Sesilyaya çok kötü davrandı.Kendisi de farkındaydı ne kadar saçma davrandığının.Ama olmuştu bir kere.Sesilyaya sinekler yolluyor,aflar diliyordu.Kendi kıskançlığı yüzünden Sesilyayı kırmış ancak onun yüz misli onsuz geçen saniyelerinde üzülmüştü.Onu ne kadar çok sevdiğini hiç kimse anlayamazdı.Sesilyayı kaybetme korkusu ona başka arıların bakmasındaki kıskançlığı hep sevgisinden ileri geliyordu.Gözünü kırpmadan iğnesini kırıp atacak kadar çok seviyordu Sesilyasını.Ama bunlar haklı sebepler değildi ve Sesilya bunalmakta haklıydı.Ancak en azından Orlandonun sevgisinin büyüklüğünden bu kadar kıskandığını anlaması gerekiyordu.Zira Sesilya her ağzına geleni Orlandoya diyerek onu çok kırıyordu.Ama bunlar hiç bir şey ifade etmiyordu.Orlando çok seviyordu.Sesilya Orlando haksız da olsa Orlandonun gönlünü almıyor yada sinirliyken birkaç dakika da olsa sakin kalamıyor,Orlandonun anlık parıltısının hemen geçeceğini ve haksız olduğunu anlayacağını bilmiyor,tartışma büyüyordu.
   Çiçek ayı ortalarında Orlando şuan hatırlayamadığı bir sebepten ötürü Sesilyanın kalbini çok kırmıştı.Ne yapsa ne etse Sesilyanın gönlünü alamıyordu.Sinek mektupları yetersiz kalıyordu.Sesilyayı bir daha görememe düşüncesi ömrüne devrile devrile geçiyordu Orlandonun aklından.Tek çaresi Sesilyayı görmeye gitmekti.
  Topladığı en güzel çiçeklerle Orlando Sesilyanın en sevdiği yemeği polen sarmasını yaparak Kütahyanın yolunu tuttu.Ailesine söylediği okul gezisi yalanıyla soluğu Sesilyanın yanında aldı.
  Orlando ve Sesilya sorunlarını konuşarak çözdüler.Orlando yeniden dünyanın en mutlu arısıydı.1 gün kalabildi Sesilyanın yanında.Sesilya polen sarmasına bayılmıştı.Bütün gün boyunca konuşup gülüşüp hasret giderdiler,kanat çırptılar aşkın renklerinde.Aynı zamanda Orlandonun Sesilyaya getirdiği larva patikleri Sesilyayı çok mutlu etmişti.Her güzel şeyde olduğu gibi vakit yine sona ermiş Orlando ve Sesilya tekrar ayrılmışlardı.
Saniyeler dakikaları,günler haftaları kovalarken Süt ayı gelmiş,Orlanda ikinci sınavlarını vermiş ve Sesilyayı görmek için can atıyordu.Bu sefer ailesini de haberdar eden Orlando tekrar Sesilyayı görmeye uçtu.Orlando ve Sesilya her zaman olduğu gibi zaman ve mekana aldırış etmeksizin hasret giderdiler.Zamanları kısıtlı olduğu için günlerinin büyük bölümünü çiçekrengi isimli kovanda geçiriyor,yalnızca uyumak için ayrılıyorlardı.Özlemleri bir nebze olsun dinmemişti ki ayrılık vakti yine gelip çatmıştı.
  Sesilya ve Orlandonun tek kavga sebepleri Orlandonun Sesilyayı aşırı kıskanıp kısıtlaması Sesilyanın ise Orlandoya hakaretler ederek,haklı yada haksızda olsa hep kızarak karşılık vermesiydi.Orlando bazen haksızda olsa anlayış bekliyordu.Sesilya ise tam tersi şekilde anlayış göstermeden Orlandonun kendini düzeltmesini istiyordu.Kavgalarının genel sebebi Sesilyanın erkek arılarla özelliklede Familyasından olan erkek arılarla konuşması yada onlar hakkında iyi şeyler söylemesi oluyor bir nebze de Sesilyanın giyimi oluyordu.Sesilya ise duruma dayanamayıp Orlandoya hakaretler ediyor,tartışmalar uzuyordu. Yanyana olsalar birbirlerine iğne batıracak dereceye geliyorlardı.Ancak sevgileri bütün sorunları yeniyordu.Sesilya ve Orlando bazı dönemler hiç kavga etmezdi.Bazı dönemlerde ise kavgalar o kadar sık olurdu ki Sesilya boğulurdu.Buhran dönemlerinde sık sık ayrılık kararı alırlar sonra özleme dayanamayıp bir araya gelirlerdi. Neredeyse bütün tartışmaları bu şekildeydi.Zira başka tartışacak birşeyleri yoktu.Sesilya ve Orlando birbirine yalan söylemezdi.Birbirini sever ve kaybetmekten korkardı.
   İnsan ayının 4.günü Sesilya ve Orlandonun yıl dönümüydü.Orlando Sesilyayı görmeye gidemiyordu ve ilk yıl dönümlerinin birbirlerinden uzakta geçmesine dayanamıyor,hergün içi içini yiyordu.Sesilyanın Orlandoyu görmeye gelme durumu da yoktu zira ailesinden gizli bir şey yapması ve duyulması halinde Sesilyanın başı çok büyük derde girecekti.
   Sesilya ayın 2.günü Orlandoya Adanaya geleceğini ve 4.gününü beraber geçireceklerini müjdeledi.Orlando sanki tüy gibi hafiflemişti ki zaten arı olduğu için çok hafifti ancak diğer arılara nazaran daha tombikti.En güzel çiçek tarlalarında dolaşan arılardan daha mutlu,dünyanın en iyi balını yiyen insanlardan daha tatminkar,en güzel kokuyu koklayan arıdan daha heyacanlı ve Romeo ve juliet ten daha aşıktı.
   Sesilya Adanaya geldi.İnsan ayının dördüncü günü Adanada Orlando ve Sesilyanın bedenleri buluştu.Zira ruhları her zaman aynı çatı altında yaşıyordu.O günlerde Adanada Portakal çiçeği festivali vardı.Sesilya ve Orlando kahvaltıda bal yedikten sonra festivale gittiler.Birbirleriyle festivalin altını üstüne getirdiler.İkisinden mutlu ve huzurlu arı yoktu o dünyada.Festival boyunca kanat kanada uçtular.Sesilyanın arı otobüsü zamanı gelene kadar sadece Adanada yapılan bici balından tattılar.Sesilya beğenmişti.Gerçi Sesilya her yiyeceği beğeniyordu.
  Sesilyanın arı eğitimini bitirmesi için vermesi gereken sınav öncesi Sesilya ve Orlando arasında olan en büyük kavgayı Orlando hatırlamak dahi istemiyordu.Söyleyebilecegi tek şey Bir ağaca dair yazmaktansa o ağacın gölgesine oturup düşünmeyi yeğlemekti.O da öyle yaptı.Sesilyasını düşündü.

  Eğitimin tamamlanmasına az bir süre kala Sesilyanın mezuniyet töreni arifesinde özlemine dayanamayan Orlando tekrar Kütahyaya uçtu.Orlandonun vardığı ilk gün Sesilyanın arkadaşları ve sevgilileriyle çiçek tarlasında unutulmaz bir geziye çıktılar.Bal pişirdiler,top oynadılar,dalların arasında uçtular,ağaçlardan sarktılar..İlk günün yorgunluğu ile Orlando ve Sesilya direk Kütahyaya geldi ve ilk kez birlikte aynı kovanda yanyana uyudular.Orlandonun kalbi yerinden çıkmak üzereydi.Yüregi avuçlarında geziyordu adeta.Ancak farklı bir kovanda uyumanın verdiği ve Sesilyayı koruyamama düşüncesi ile gözüne uyku girmedi Orlandonun.Zaten istesede uyuyamazdı zira yanında Sesilyası vardı ve onu saatlerce izlemenin keyfini çıkarıyordu.
   Sabahın ışıklarıyla Kütahyayı dolaşmaya çıktılar.Kanat kanada bütün Kütahyayı uçtular.Kaleye uçup epey yükseldiler.Akşam karanlığına yakın Tavşanlıya kanat çırptılar.Zira Sesilya artık eğitimini tamamlamıştı.Mezuniyet töreni için orada olması gerekiyordu.
   Sesilya tüylerini taratırken Orlando onu bekliyordu.Sesilyanın unutkanlıkları bitmiyor,Orlando ise bu vesileyle hem Sesilyaya yardım edip kahraman gibi hissediyor hem de onu daha fazla görebildiği için seviniyordu.Sesilyanın işi bitince Orlanda Sesilya ve arkadaşlarını mezuniyetin olduğu kovana bırakıp Sesilyayı çimlerde bekledi.Mezuniyet töreni sona erdikten sonra ayrı yerlere uyumaya gitmek onlar için sanki kanatlarının koparılması gibiydi.
  Orlando ilk kez 3 gün Sesilyanın yanında kalıyordu.Bu günde Sesilya ve Orlando bir çiçeğin tepesinde oturarak hasret giderip birbirlerini teselli ettiler.Zira bu Orlandonun Sesilyanın yanına son gelişiydi ve Bal ayına kadar Sesilyayı göremeyeceğini biliyordu.

   
   Kanat,Mum,Zar ayları birbirini kovaladı.Sesilya eğitimini tamamlamış artık daha iyi eğitim almaya başlaması gerekiyordu.Sesilya Adanaya gelmek istiyor ama Adanayı sevmiyordu.Ailesi ise Sesilyanın Adanaya gitmesini istemiyordu.Yaz ayları dönemi Orlando ve Sesilya için çok sıkıntılıydı.Orlando yaz boyunca sürekli orman bölgesinde çalışmış,Sesilya ise bütün bu stresler ve ailesi ile yüzleşmek zorunda kalmıştı.Sesilya aynı zamanda insan okulu olan işletmecilik bölümünü hiç sevmiyor ancak Orlandosuna kavuşmak için yapabileceği başka hiç bir şey gözükmüyordu.Bu sırada tabiki birbirlerine olan hasretleri bir kor gibi yanıyor,alevleniyor,alevleniyordu.Sesilya Orlandonun yanına gitmeye karar vermiş ve o bölümü tercih etmişti.Orlandonun sevinci tarif edilemezdi.Kanatları adeta havayı hissetmiyor.Rüzgara kapılıp giden yaprak misali uçuyordu amaçsızca.Ve Bal ayında Sesilya Adanayı kanatladı.
  3 ay boyunca Sesilya ve Orlando aşırı olmasada kavga etmeye devam etti.Kavgaları yine kıskançlık üzerineydi.

   Sesilya Adanaya gelince Orlando onu karşıladı.Kalacagı kovana yerleştirdi.Eşyalarına yardım etti.İhtiyaçları için seferber oldu.Birbirlerine kavuşmalarının sevinciyle Sesilya ve Orlando dünyanın bütün ballarından daha tatlı bir saadete kavuşmuşlardı.9 ay boyunca beraber,yanyana,kanat kanada olacaklardı.
  Sesilya ve Orlando her gün kanat kanada oluyor,her fırsatta bir araya geliyorlardı.Yapabildikleri herşeyi beraber yapmak istiyorlardı.Çiçek ayında ailesi gelene kadar bir çok farklı şey yaptılar.
  Sesilya ve Orlando iğne poligonlarında iğne atışları gerçekleştirmekten,Sinekler ile Dilberler sekisi turlamaktan,farklı ballar tatmak için sabahın erken saatlerinde Orlandonun aksinegi ile farklı çiçeklerde kahvaltı yapmaktan tutunda,Güzel atlar diyarı olan Kapadokyaya kanat çırpmaya kadar bir sürü şey yaptılar.Zaman hızla akıp geçiyor Orlando ve Sesilya ise her anlarını değerlendirmek için çabalıyor bir yandan da eğitimlerine devam ediyorlardı.
  Elbetteki arasıra kavga ve tartışmaları olsada uzak olmalarına nazaran çok daha az çok daha anlamsız ve çok daha çabuk geçen kavgalar ediyorlardı.Tabi bazı buhran dönemlerinde kavgaları sıklaşsada ufak tefek oldukları için üzerlerinde çok durmuyorlardı.Genel hatları ile kavgalar yine aynıydı.Sesilyanın hakaret vari sözleri,Orlandonun kıskançlık ve giyim krizleri.
   Çiçek ayında Sesilya ailesinin gelmesiyle Mersine familyasının yanına uçtu.Orlandonun bir diğer hatırlamak istemediği kavgada burada gerçekleşti.Tek söyleyebildiği canından çok sevdiği Sesilyanın sinirlede olsa Orlandoyla konuşmak yerine familyasından Turbis ile konuşmayı tercih etmesiydi.Sesilya hatalıda olsa kabullenmiyordu.Orlando ve Sesilya düğünler boyunca neredeyse ayrı kaldılar.Sesilya Orlandonun en sinir olduğu şeyi yaptı ve familyasından Turgenyev ile konuştu.Süt içti.Bunları sırf Orlandoyu delirtmek için yapıyordu.Başarıyorduda.Orlando hikayesinde Sesilyanın hatalı olduğu kavgalara değinmekten hoşlanmıyordu.Orlando bu sefer ayrıldıklarını düşünmüştü.Ancak onsuz yapamazdı.Sesilyası olmadan olmazdı.Elbetteki onların sevgisi bir ustalıktı.Sanki yolculuk yaparken yol kenarındakilere el ediyor gibi.
   Orlando hikayesini anlatırken burada duraksıyor ve bunu anlatmak istemediğini yalnızca Sesilyasını üzdükleri için familyasından Ozburn ve Teyzesine lanetler ederek geçiştirmeyi yeğliyordu.
  Orlando ve Sesilya birbirlerini çok seviyordu.Öyle seviyorlardı ki tek bir an ayrı geçirseler yürekleri kan ağlıyordu.Ancak Orlando babası Kral arı kovana geldiği zaman yapması gereken işleri aksatamadığı için bazen Sesilyanın kırılmasına sebebiyet veriyordu.Elinden bir şey gelmeyen Orlando kendisini yiyip bitiriyordu.Hemen ertesi gün soluğu Sesilyasının yanında alıyor gönlünü almak için binbir çiçek topluyordu.
   Sesilya ve Orlando günlerini beraber geçiriyor adeta aşk saçıyorlardı.Çiçekten çiçeğe koşarak her zaman farklı  yapıyorlardı.Hatta İnsan bahçesine gidip insan türlerini bile incelemişlerdi.Arkadaşlar Corneli ve Barios ile uçarak yeni yerler keşfediyolardı.Ara sıra da KovanTu isimli kovanda beraber uyuyuorlardı.
   Elbetteki ufak tefek kavgaları,kıskançlık krizleri,hakaretler oluyordu aralarında.Ancak şuanda Orlando hiçbirini hatırlamıyordu.Zira önemsiz konulardan iki agresif ve sivri dilli arının anlık tartışmaları sonucu oluşuyordu bu durumlar.
  Çiçek ayından sonra Orlandonun hatırlamak istemediği bir hadise gerçekleşti.Sesilya Orlandonun ona aldığı taç yaprağını fırlatmıştı.Orlando sanki iğnesi koparılmış gibi acı çekti.Buna inanmıyordu.Kavga sebebini hatırlamasa da Sesilya ile ayrıldığını düşünüyordu ki ona olan sevgisi bunun önüne geçti.Dayanamadı yeni taç yaprakları alarak Sesilyanın gönlünü aldı.
   Eğitim sınavları,küçük buhranlarla kavgalar ve aşk dolu zamanlarla günler birbirini kovalıyor, Sesilyanın ailesinin yanına gitme vakti yaklaşıyordu.Sesilya ve Orlanda 3 kez Arı banyosuna gittiler.Köprülerin üzerinden uçtular,en serin sulardan içtiler.Bütün zamanlarını beraber ve mutluluk içinde geçirdiler.
   Son zamanlarda buhran dolu günlerde kavga etmeleri uzamaya başlamış Sesilya iyice bunalmış,Orlando ise Sesilyanın azarlamalarına dayanamaz oluyordu.Birbirlerine söyledikleri bazen iğne gibi batıyordu yine birbirlerine.
   En son Orlando ve Sesilyanın arkadaşları Bariosun yanında  Orlandonun bir an siniriyle yaptığı büyük hata Sesilyayı yaralamıştı.Orlando farkında ve çok üzgündü.Hatalıydı.Ancak konu fazla uzatılmasada Sesilyanın unutmadığı ve üzüldüğü belliydi.
   Sesilya ailesinin yanına döndükten sonra arı banyosuna gitti ailesi ile.Orlando hasta düşmüştü.Tek istediği Sesilyanın kendisi ile ilgilenmesiydi.Ancak bu isteğini Sesilyayı kırarak dile getirdi ve Sesilyada zaten Bariosun yanında olan olay ve Orlandonun kıskançlığından bunalmışlık ile kavga çıkarttı.Şiddetli tartışmalar ardından sular biraz durulsada Sesilya unutmamış ruh gibiydi.Orlandoya aynı kovanda yaşamayı çok istediğini ancak buna bi türlü inanamadıgnı söyledi.Orlandoyu şuan hatırlayamadığı ve ne idüğü belirsiz bir sebep ile terk etti.Zira  bu sebep Sesilyanın içini ateşleyen bir sebepti.Orlandonun ilgi beklerken yaptığı hata,Bariosun yanındaki hatası ve bazen bunaltıcı kıskanlık krizleri Sesilyayı çığırından çıkarmıştı.Sesilya haklıydı.Orlando hatalıydı ancak bazen Sesilyadan anlayış ve ilgi bekliyordu.Bunu söylerken ise yanlış biçimde söyleyip Sesilyayı kırınca haksız duruma düşüyordu.Bu Orlandonun hatası oluyordu.Orlando onu çok seviyor çok kıskanıyordu.Başka gözlerin ona değmesine tahammül edemiyor buda sesilyayı bunaltıyordu.Her ne kadar Sesilya inanmasa da Orlando onu kaybetmekten bir oğul arının kovanını kaybetmesinden daha çok korkuyordu.Ancak Sesilyanın Orlandoyu terkederken söylediği bir söz Orlandonun trake borularını kurutmuştu adeta.Sesilya Orlandoya sen kendini Turbis ile kıyaslıyorsun onun yerine koyuyorsun bu yüzden kıskanıyorsun,asıl mesele kıskanman değil kendini kıyaslaman demişti.Halbuki biliyordu.Orlando Turbisi hiç sevmemişti.Sebepleri gayet açıktı ve kıskanma sebebini Sesilya çok iyi biliyordu.
   Ayrılmalarından sonra ilk konuşmaları gayet iyiyken Sesilya ailesinin korkusuyla Orlandoyu hızlı kuş arkadaşları arasından çıkarmıştı.Bu durum zorunlulukta olsa Orlandonun çok zoruna gidiyordu.Bu normaldi.Orlando Sesilyanın İnsKuş arkadaşlarına bakarken orada erkek arıların olduğunu gördü ve onları çıkarmasını istedi.Sesilya hayır cevabını verip Orlandoyu tersliyordu.Bu Orlandonun daha çok zoruna gidiyordu.Zira Orlando haksızdı Sesilyaya kızmakta bunu biliyordu ancak Orlandonun zoruna giden bir şey vardı ve Orlando Sesilyadan Erkek arıları çıkarmasını istemişti.Birşey Orlandonun zoruna gittiğinden haksızda olsa bir istekte bulununca Sesilyadan azar yemek yerine,terk edilmek ,hakaret duymak yerine haksızda olsa anlayış bekliyordu ve bu ikilini son konuşması oluyordu.Orlando haksızlığını bile bile zoruna giden bu durumda Sesilya erkek arıları çıkarmadığı için bütün İnşKuş Warı ve  hızlı kuş arkadaşlık kovanlarını kapatmıştı.Çocukluk ediyordu biliyordu ancak zoruna giden kendisini üzen bir durum karşısında Sesilyanın tavrı onu kat be kat daha fazla üzüyordu.Sesilyanın hakaretleri havada uçuşarak son hızlı sineğini yolladı.

   Orlando hikayesini anlatmaya burada son veriyor.Son olarak şunları söylüyordu.
   Ben seni bunaltıyorum,haksızım.Saçma sapan bazen kıskanıyorum haksızım.Bariosun yanında çok hatalıydım haksızım.İlgi bekleyişimi yanlış ifade ettim haksızım.Giyimine 100 kerede 3 kere karışmışımdır.O da gittiğimiz yerlerle alakalıdır,bu konuda anlayış bekliyorum.Seni kırdım haksızım.Bunalttım haksızım.Çünkü seni çok seviyorum.Kıskanıyorum.Dayanamıyorum.Bazen parlıyorum.haksızım.Ancak bazen anlayış bekliyorum.Bariosun yanında olanlar ve İlgi bekleyişimi yanlış ifade edişimden dolayı özür diliyorum.Bazen çocukluk ediyorum özür diliyorum.Ben böyle bir arıyım.Bazen o kadar kıskanıyorum ki seni üzdüğümü farkedemiyorum.Özür diliyorum.
   Ancak ben Tirbus konusunda senden özür bekliyorum.Zira ben onunla kıyaslamıyorum derdim o değil.Sana nasıl baktığı idi.Bunu çok iyi biliyorsun.Ayrıca İnsKuş konusunda ben haksızım biliyorum Sesilyam.Ama ben haksızsam bile bir kez üzülünce anlayış bekliyorum.Çocukluk ediyorum evet biliyorum.Ama dayanamıyorum kıskançlığa bazen.Sevgili Sesilyam benim bir şey ben haksızda olsam zoruma gitmişse anlayış bekliyorum.İnşKuş konusunda hakszıda olsam zoruma gitti Sesilyam.Erkek arıları hala çıkarmanı istiyorum.Bunu özür dileyerek istiyorum.Çünkü çok zoruma gitti Sesilyam.Seni seviyorum..Adına gülümsediğim Sesilyam.
  Yüzüne güldüğün arının oglu.

   Evet Sevgili dinleyenler Orlandonun son sözleri bunlardı.Ayrıca her yaşadığını anlatamadığın,Sesilya ile daha çok şeyler yaşadığını ve genelde olan kavgalarda kendisinin suçlu olduğunu ama Sesilyanında agresif davranarak suçlu duruma düştüğünü belirtip,Sesilyasız yapamayacıgını ve hikayenin devam etmesini istediğini söyledi.Bakalım Hikaye devam edecek mi?Orlando Sesilyanın Hızlı Sineklerini bekliyor.. İyi geceler.. 03.42

 
  

  





10 Şubat 2013 Pazar

Kitap Kapında

Kitap Kapında:Aktif okur/Aktif Vatandaş

Evet evet ben yeniyim bloggerda:) Ve ilk yazımın yürüttügümüz projeyle ilgili olmasını istedim.Şimdi biz Büyük Umutlar gençlik grubu olarak Adananın Sögütlü köyünde Avrupa Birligi 1.2 Gençlik Projesini 4 gündür (bana göre başarıyla) sürdürüyoruz.
Peki nedir bu Proje? veya amacı nedir?
Bizim Liseden ögretmenimiz olan Emine hocanın ve eşi Volkan hocanın Avrupa Birligine bizi düşünerek yazdıgı Gençlik projesi Kitap kapında.Biz burda Düşbahçesi dergi grubu oluyoruz(Bu yazımdan sonra onuda anlatırım:))Emine hoca ve eşi yaz boyunca bu projeyle ilgili etkinliklere katılıp bilgi edinmişler ve sonunda proje kabul gördügünde biz Düşbahçesi dergi grubunu ani bir toplantı kararıyla bir araya getirdi.Projenin detayları ve uygulanacagı köy hakkında bilgiler edindik.Bu arada üniversiteyi şehir dışında okuyan arkadaşlarımıda görme fırsatım oldu ki en iyi noktalardan biriside bu bence.Neyse bizde Emine hocanın fikirlerini benimsedik ve sadece kendimiz için okumak yerine başkaları içinde okuyup onlar içinde birşeyler yapma fikrini hayata geçirmeye karar verdik. Bizim amacımız köye gidicez kitap bırakıp gelicez biticek işte onlar okusun falan degil.Biz ordaki kitap okumaya hevesli arkadaşlarımıza bizden büyük veya küçük kitap saglamak,onlara okuma sevgisini aşılamak,içindeki okuma hevesini dışarıya vuramayan arkadaşlarımaza yol göstermek amacıyla bu projeye giriştik.
Ama hepimizin içinde aynı korku vardı:Ya heves yoksa ?
Neyse ki arkadaşlarımız bizim kadar okumaya hevesli ve istekli olduklarını daha ilk günden belli ettiler.
İlk gün gittigimizde açılış toplantımızı gerçekleştirdik.Sögütlü köyündeki arkadaşlarımızın istekli davranışları hepimizi cesaretlendirdi.Onların içindeki okuma hevesini yeni dünyalara açılma heyecanını ilk defa kitap okuyormuşçasına hissettigimizi düşünüyorum.Ben öyle hissettim en azından:)Daha sonra Nasıl Kitap okumalıyız? Neden okumalıyız? sorularına beraberce beyin fırtınası yaparak cevap aradık.Onlara bu konularla ilgili kitaplar verip meraklarını biraz daha pekiştirdik.
İkinci gün aynı heyecanla evlerimizden ayrıldık erken saatte ve köyün yolunu tuttuk.Köyde bir anne kucagı kadar sıcak bir kitap hasretiyle karşılaştık.Ellerinde dagıtılan kitaplarla bizi bekleyen arkadaşlarımız beni gerçekten etkiledi.Hep beraber yere oturup tatlı bi söyleşiye başladık.Biraz kitaplardan konuştuk biraz filmlerden,dizilerden(Lord of The Rings Filmini izleyip Kitapını isteyen oldu) biraz müziklerden sonra oyunlar oynadık,güldük,eglendik,çay içtik,sıkma yedik.Kısacası anlayacagınız hayatta her insanın eline geçmeyecek ender fırsatlardan birisini en iyi şekilde degerlendirdik. 

Haa bu arada bu arkadaşlarımıza Kitap saglamak için bazı çalışmalarımız var.Kitap şeysi biraz az geldi galiba(Hızlı okuyorlar da:)) Cessie arkadaşımızda haberdar etmiş galiba sizleri beraber kitap toplama kampanyası yürütüyoruz da.Sizlerin destegini bekliyoruz.Bana ulaşmak için Facebook adresi:lawless_vahset@hotmail.com  Birde semma arkadaşımıza teşekkür etmeden geçemeyecegim.Gerçekten çok duyarlı bir insan.

Ayrıca burdan projeyi takip edebilirsiniz..

Okuyan ve destek olmak isteyen herkese şimdiden teşekkür eder iyi geceler dilerim. Saygılarımla.